Durul Gence ile konuşamadıklarım…

author

BURHAN ŞEŞEN

[email protected]

2021.10.22 09:40

Durul Gence’yi de kaybettik. Her geçen gün bir değeri daha sonsuzluğa uğurluyoruz. Müziği bizlere sevdiren, müzik için gecesini gündüzüne katan, enstrümanıyla yatıp kalkan, bir efsane daha terk etti dünyamızı… Tüm ustalarımıza müziğe yaptıkları katkılardan, dünyamızı güzelleştirme çabalarından ötürü ne dek teşekkür etsek azdır.

Ben Durul Ağabey ile hiç karşılaşmadım. Lakin takriben iki senedir telefon görüşmelerimizle kendisini tanınma fırsatı buldum. İnsanın hayran olduğu bir müzisyen ile telefonla irtibat kurması baskı. Zira sohbet esnasında gözüne bakmak, baget tutan ellerini araştırmak, dünden bugüne anılarını yüz yüze dinlemeyi fazla isterdim; müzik konuşmayı da… Zira ondan öğreneceğim çok şey vardı. Fakat olmadı…

Durul Ağabey ile müzikal sohbetlerden ziyade, hesaplı zorluklar, müzisyenlerin sıkıntıları, emeklilik, sigorta vs. gibi sıkıcı konular hep konuşmamızın merkezine yerleşti durdu.

Durul Ağabey’in karşı ben bir müzisyenden ziyade, bir meslek birliği başkanı olarak sıkıntılarını çözebilecek biriydim. Onun için tüm sohbetimiz her zaman teknik konular üzerinde olmuştu. Oysaki telif haklarına saygılı ve de telif hakları ihlallerine aleyhinde Fikri ve Sınai Haklar Mahkemeleri’nin -hukuk veya suç oluşturan- kanundan gelen yaptırımlarını uyguladığı bir ülke olabilseydik, biz de ayrı şeyler konuşurduk Durul Ağabey ile. Ne eyvah oysa gerçekleşmedi. Ben kendisine hakkımı sonuna – hatta sonsuza değin- helal ediyorum. Umarım bu dileğim bir şekilde ulaşır kendisine.

Gelelim Durul Ağabey ile konuştuklarımızın kısa bir analizine.

Türkiye’de eser sahiplerinin, yorumcuların ve yapımcıların telif hakları müzik meslek birlikleri eliyle takip ediliyor. Eser sahibi ve benzer haklar meslek birlikleri öbür adalet gruplarını temsilcilik ve peşine düşüp takip ediyor. Eğer söz yazarı ve besteci iseniz MESAM ya da MSG, yorumcuysanız MÜYORBİR, yapımcıysanız MÜYAP, MÜYABİR veya MÜZİKBİR sizlerin haklarınızı peşine düşüp takip ediyor.

Daha önce iki kere gerçekleştirilmeye çalışılan lakin ne eyvah ki devamı gelmeyen bütün müzik iş birliklerinin katılımı ya da temsiliyetiyle gerçekleşecek 3. OLB (Iki Taraflı Lisanslama Birliği) her tarafta kurulma aşamasında. Bu çok olumlu bir gelişme ama geçmişten ders almazsak, geçmişteki hataları tekrarlarsak, netice yine hayal kırıklığı olur. Nedir bu hatalar, sıralamaya çalışayım naçizane…

Müzik meslek birlikleri eski prestijlerinden çok şey kaybetmiş durumda. Toplu hak mücadelesine dikkat çekmek yerine, özellikle genel kurullardaki sansasyonel haberler telif mücadelemize koskocoman zarar vermekte. Bunun bir an evvel önüne geçilmeli.

Bizler siyasi parti değiliz, dernek değiliz, başlıca işlevi -kabaca- kâr amacı gütmeyen, lisanslama yapıp, sonrasında elde edeceği telif gelirini dağıtım yönergelerine tarafından dağıtan Kültür Bakanlığı’nın mali ve yönetimsel denetimine natürel toplu yargı örgütleriyiz. Bu iş birliklerinin başarılı olabilmesi için asıl hak ediş sahiplerinin yönetimde olmasında büyük menfaat vardır. Keza yoklama, teknik bilim ve asalet kurullarının idare kurullarının baskısına maruz kalmadan özerkliklerini koruması yaşamsal siklet taşımaktadır.

Iş birliğine belirtilen üyelerimizin mutlaka telif hakları, lisanslama, dijital mecralar, temsili alanlar vs. konusunda bilinçlendirilmesi ve meslek birliklerinin bu konulardaki eğitimler için makul bir bütçe ayırması gerekmektedir.

Ve de son olarak genel kurullarda vekâletle oy kullanmanın mutlaka kaldırılması, sektörün gelişebilmesi için de oy farklılaşması-repertuar, gelir, ya da kıdeme tabi olarak genel kurulun iradesine sunulması gerekmektedir.

Yorum yapın