Çin’in COVID-19 kuralları ne kadar katı?

COVID-19 salgını patlak verdiğinde Çin, sert olan ancak diğer birçok ülkenin virüsü kontrol altına almak için yaptıklarına aykırı olmayan “sıfır COVID” önlemlerini uygulamaya koydu. Diğer birçok ülke, aşılar geniş çapta bulunana kadar sağlık ve güvenlik düzenlemelerini geçici olarak görse de, Çin kararlı bir şekilde stratejisine bağlı kaldı.

Her bir enfeksiyonu izole etme çabasıyla milyonlarca insanı evlerine kapatan politikadan bıkan ve artık dünyanın başka yerlerinde yararlanılan özgürlükleri göz önünde bulunduran insanlar, son günlerde Çin’in dört bir yanında protestolar düzenliyor.

Bazı yerlerde bazı anti-virüs kısıtlamaları hafifletilmiş olsa da, iktidardaki Komünist Parti “sıfır COVID” stratejisini onayladı.

İşte düzenlemelerden bazıları:

Tüm gelen yolcular için 8 günlük karantina

Gelen yolcuların uçmadan önce PCR testi yaptırmaları ve varışta bir otelde beş gün ve evde üç gün karantinaya almaları gerekir. Bu katı görünebilir, ancak bu ayın başlarında güncellenen düzenlemelerden önce, yolcuların uçmadan önce iki PCR testi yaptırması ve yedi gün bir otelde ve üç gün evde karantinaya alması gerekiyordu. Daha önce karantina süresi 14 gündü. Çin ayrıca, uçaktaki yolcuların belirli bir yüzdesinin COVID-19 için pozitif test yapması durumunda bir uçuşu bir veya iki haftalığına durdurmaya yönelik “devre kesici” politikasına da son verdi ve yasağın süresi kaç kişinin virüs taşıdığına bağlıydı.

İç hatlarda yakın temaslılar için karantina

İç hat uçuşlarında, trenlerde veya otobüslerde COVID-19’lu biriyle yakın temas halinde olan yolcuların belirlenen yerlerde beş gün artı evde üç gün karantinaya almaları gerekir. Kasım değişikliklerinden önce karantina süresi daha uzundu ve COVID’li biriyle yakın teması olan kişinin yakın temaslarının da izole edilmesi gerekiyordu. Çin’de “yüksek riskli” kabul edilen bölgeleri ziyaret eden kişilerin de evde yedi gün karantinaya alınması gerekiyor.

‘Yeşil’ kalmak için sürekli testler gerekiyor

Çin’de bireylerin alışveriş merkezleri ve restoranlar gibi halka açık yerlere girerken veya toplu taşıma araçlarını kullanırken kişisel “yeşil kodlarını” (COVID negatif olduklarını belirten) göstermeleri gerekiyor. Herkes kimlik belgeleriyle kaydolmalıdır ve kod daha sonra bir akıllı telefon uygulaması aracılığıyla görüntülenir. “Yeşil” kalmak, COVID-19’a bulaşmamak, virüsle yakın temas halinde olmamak ve risk olarak görülen bölgelere gitmemek demektir. Bölgenizde bir salgın varsa, yerel makamlar kodu yeşil tutmak için düzenli test yapılmasını isteyebilir. Örneğin şu anda Pekin’de, sakinlerin hükümet onaylı bir tesiste en az 48 saatte bir hızlı bir COVID testinden geçmesi gerekiyor.

1 pozitif vaka tüm binayı karantinaya alabilir

Çin, herhangi bir COVID-19 tespitine hızlı ve kararlı bir şekilde tepki gösterdi ve şehirlerin bazı kısımlarını veya tamamını kilitledi. Şu anda, yaklaşık 10,3 milyon kişinin yaşadığı Chongqing’in merkezi kentsel alanı ve Guangzhou’nun bir parçası karantina altında.

Neyin kilitleneceğine ilişkin karar, salgının ölçeğine bağlıdır ve binaların, yerleşim alanlarının veya şehir bölgelerinin daha küçük kilitlenmeleri yaygındır. Tek bir sakinde COVID olduğu tespit edilirse tüm apartman birimleri kilitlenir ve insanların en az beş gün boyunca dışarı çıkmasına izin verilmez. Yiyecek ve diğer temel malzemeler teslimat için sipariş edilebilir.

Benzer şekilde, binadaki bir kişinin COVID testi pozitif çıkarsa, bina dezenfekte edilene kadar ofis binaları kilitlenir, bu genellikle birkaç gün sürer.

Salgının ilk aylarında olduğu gibi

Çin’in, çoğu kişinin pandeminin ilk aylarından aşina olacağı birçok başka düzenlemesi var. Sosyal mesafe teşvik ediliyor ve insanlar halka açık yerlerde maske takmak zorunda. COVID bulaşma riski olduğuna inanılan alanlarda, büyük toplantılara kısıtlamalar getiriliyor, restoranlar kapalı mekanda yemek için kapatılıyor ve halka açık mekanlarda gelişmiş dezenfeksiyon önlemleri alınması gerekiyor.

Pekin’deki 2022 Kış Olimpiyatları için uygulanan balon önlemlerine çok benzer şekilde, bakım evleri gibi insanların en fazla risk altında olduğu düşünülen tesislerin sözde “kapalı döngü yönetim” planları var.