Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, dolar kurundaki yükseliş ve zam yağmuru sürerken “Fiyat artışları ile ilgili onlarca çalışma yaptık. Dünyadaki fiyat artışları ülkemize en düşük yansımıştır. Bunun nedeni ise artırılan imal, doğru alım politikaları ve doğru dış ticaret politikasıdır,” dedi.
Çorum’a gelen Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, Sektör Toplantısı’na katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Küresel ısınma ve iklim değişikliğine dikkat çeken Bakan Pakdemirli, “Küresel ısınma ve iklim değişikliği kapımızda. Artık önceden yaptığımız işleri yapmamamız lüzumlu. Son 50 yılda sel ve kuraklık gibi afetlerin sayısı 5 misli arttı. İklim değişikliği nedeniyle de önümüzdeki 15-20 yılda tarımsal üretimde yüzde 15 ile 20 dolaylarında kayıp olacağı öngörülüyor. Kuraklığı defalarca birlikte yaşadık. Çorum’daki tarım alanları da kuraklıktan etkilendi. Kuraklıkla ilgili tedbirler aldık. Hububat ve baklagillerde dekarda başına 100 TL’ye varan yardım, borçların ertelenmesi gibi ilave tedbirler hayata geçirdik. Bu sene 40 bin dekarın üstünde bir alan sigortalandı. Kuraklığı artık geçici olarak düşünmememiz gerekiyor. Sigortaya azıcık daha yönlenmemiz gerekli. 2020’de kuraklıkla ilgili devlet desteğini yüzde 60’tan 70’e çıkardık. Hasar ödeme oranlarını da yüzde 80’lere çıkardık. Suyun yüzde 75’ini tarımda kullanıyoruz. Su sıkıntısı yaşamış bir ülkeyiz. Cumhuriyet tarihinde AK Parti iktidarına kadar yapılan barajların toplamı 275, son 19 yılda da 600’ün üzerinde baraj yaptık. Son 3 yılda da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde 72 barajı bitirmek bize nasip oldu. Takriben 41 milyar liralık yatırım yaptık. Yatırımlarımız artarak devam edecek” diye konuştu.
‘FİYAT ARTIŞLARIYLA İLGİLİ ONLARCA ÇALIŞMA YAPTIK’
Bakan Pakdemirli, pandemi ve küresel belirsizliklerden dolayı emtia fiyatlarında büyüme olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Petrol ve doğal gaz fiyatlarında çoğalma var. Belki yüzde 100 ve 200’lere varan fiyat artışları söz konusu. Çiftçimizle ve üreticilerimizle bunları konuşacağız. Emtia fiyatlarındaki artma bugüne dek çiftçimizi ve üretecimizi etkilememiş olsa da bundan daha sonra maliyetler açısından etkileyecektir. Burada alacağımız en kayda değer tedbir şu; son 3 yıldır çiftçimizin emeğini yerde bırakmadık. Alın terini boşuna akıtmadık. Her Zaman dürüst fiyat politikaları, doğru alım politikaları ve içten piyasalar oluşmasını sağlayarak, hem hububatta hem bakliyatta dürüst fiyatlara ulaşması gayreti içerisinde olduk. Bunu da ekseriyetle başardık, diyebilirim. Küresel idareli bir dalgalanmanın olduğu pandemi döneminde çiftçimizi üzmeden, moralini bozmadan, üretimde kalmasının gayreti içinde olduk. Hem üretici ayrıca tüketici açısından yiyecek fiyat artışlarının çözümü için çalışmalar yapılması gerekiyor. Son derece gelişen fiyatlar, mutfaktaki enflasyonun da keza kazanç anlamında ayrıca de bunların sabitlenmesi anlamında incelemeler yapılması gerekiyor. Fiyat artışları ile ilgili onlarca alıştırma yaptık. Dünyadaki fiyat artışları ülkemize en düşük yansımıştır. Bunun nedeni ise artırılan üretim, dürüst alım politikaları ve içten dış ticaret politikasıdır. Fiyat artışlarının en düşük seviyede olması gayreti içinde olduk. Bunda da başarılı olduk.”
‘SÖZLEŞMELİ ÜRETİME VERMEK LAZIM’
Yiyecek fiyatlarındaki artışla ilgili kısa vadeli çözümler ortaya koyduklarını kaydeden Bakan Pakdemirli, “Yapı olarak en önemli değişimi sözleşmeli üretimde görüyorum. Sözleşmeli imal Türkiye’nin de bildiği bir konudur. Gelişmiş ülkelerde yüzde 80-85 oranında sözleşmeli üretim olduğunu görüyoruz. Bizde bu oran yüzde 5 seviyesinde. Bizim çiftçimiz ve üreticimiz, ektiği ürünü kaç liraya satacağını bilmiyor. Harman zamanına değin bir bahis oynuyor. Çiftçimizin daha konforlu olması için süratli bir şekilde sözleşmeli üretime geçmesi lüzumlu. Türkiye bu alanda geç kalmıştır. Belli Başlı muhalefet partisi lideri çıkıyor ve taban fiyatlarıyla ilgili bir takım açıklamalarda bulunuyor. Çözüm taban fiyatlarında yok. Türkiye artık özgürlük piyasa ekonomisinden geriye dönemez. Türkiye, ithalat ve ihracata açık, bu işleri taban fiyatıyla yürütemezsiniz. Bu işleri sözleşmeli üretimle yaparsanız. Sözleşmeli üretimle ilgili yasal mevzuat eksiğimiz var. Bunun tamamlanması gerekli. Bunu Meclis’te görüşüyoruz. Sözleşmeli üretimin, toplam imal içindeki payını artırmamız gerekiyor, bunu bir lahza evvel devreye koymamız lazım. Özellikle yapısal değişikliğin en başında sözleşmeli imal geliyor. Tarımsal üretim yıldan yıla artıyor. 2021 yılında üretime 24 milyar destek verildi. 2022’de 26 milyar liraya dek çıkacak” dedi.